valentine's day

bu aralar güzel film gösterime girmiyor kabul edelim istanbulda kalmama ragmende havaların yeterince sacmalamasından dolayı acık havaya güvenip dışarıda çıkamıyorum.Ama sagolsunlar VALENTİNE'S DAY in yapımcıları tamda bugünlerimi düşünmüşler ve böyle sacma bir filmi genelleme bir adla ve insanüstü bir kadroyla dağıtımcılara vermişler ne varki filmin konusu yok zaten bu kadar büyük egolu oyuncular bu kadar çok olursa konu beklememek gerekir bu tip büyük kadrolu filmlerdeki gibi herkesin karmaşık bir hayatı vardır filmin başında bazıları mutludur bazıları tam tersidir sonra bakarsın görevler el değiştirir ve filmdekilerin çoğunun hayatları bir şekilde önemsiz bir şekilde kesişir.Sağolsun yapımcılar bu geleneği bozmamışlar yazarlarda o kadar karakter var milletin beyni zaten karışcak diyerek orta dozda esprili basit denebilcek bir senaryoyu dayamışlar bize ama olsun.Sonuçta film sevgililer gününe özgü ve insanların pekte beklentisi yok zira o filme o gün gidenlerin filmden çok yanındaki insanı düşündüklerini varsayıyorum.Yanlız söylemek istediğim tek şey bu filmleri kim değerlendiriyor şahsen tanışmak isterdim ne kadar hastalıklı homofobik bir insan olduğunu uygun küfürlerle yüzüne tüküre tüküre vurmak isterdim.Amerikan sinemasının şu sıralar aranan iki erkek oyuncusu tahminim üzerine öpüştürüyolar ama sağolsunlar.Biz çıkırt diye bir sesle direk diğer sahneyi görüyoruz ve paramızı verdiğimizle kalıyoruz.Önceden +13 +18 yazcağına bu filmi kestik diye bi ibare koyda ona göre izliyelim olmadı dvd sini alalım .

1>3>2 / yine Recep İvedik

Aslında buraya filmleri nasıl buldugumu anlatırım diye kurmuştum ama Recep İvedik'i anlatsam veya nasıl buldugumu söylesem dünyaya yararımdan çok harcadığım zamana yazık olur.Bunları filmi kötü bulduğum için söylemiyorum bana göre film hedefine ulaşmış ,insanları komedi bazında tatminde edebiliyor , en azından ikinci film gibi sadece hanzo recebi görmüyoruz karşımızda hangi memeliye ait oldugu bilinmesede 1. filmdeki gibi Recep'in sevgisine maruz kalıyoruz.
Benim değinmek istediğim sinemaya girerken 'yine ikincisi gibi kıytırık olcak adam nede olsa parayı buldu halkta öküz' dememize rağmen baştada belirttiğim gibi sinemaya girmemiz.Ama Recep İvedik serisini takip etmemizin sebebi ne bizim öküz olmamız ne de adamın hanzoluğunu sevmemiz.Aslında Şahan'ı biz buralara getirdiğimiz için ve şahan bizim dönemimizin komedyeni oldugu icin izliyoruz bu filmleri.Evet türkiyede Şahanın yaptıgı işlere bakacak olursak tv8 den itibaren cumartesi yayınlanan tüm işlerinin takipcisi ab prime time 3 kuşagı cıkar.Bununla kalmaz ve biraz daha derin incelersek Sahanı ilk izliyenler lise ve üniversite öğrencileri ve türkiyedeki entelektüel kesimdir.Bu beğeniler şahanı atv ye ntv ye kadar cıkarmıs ve 1. filmide çekmesini sağlamıstır.Bizler genel olarak 1. filmi de sevmemize rağmen 2. filmin cıkmasıyla ve medyanında Recep karakterini neden bu kadar beğeniliyor türk halkı kendinden biri olarak mı görüyor demesiyle beraber bu lafları üzerine alınan bizlerden çok bu lafları üzerine hiç alınmayan sinemada osura osura gülen 20 kere Recep filmine giden her dakkasına gülen tipler geldi.Şahan daha sonraki reklam filmlerinide bu insanlara göre çeken şahan farkederseniz Türkcell'in son reklamlarında daha derli toplu daha cok insan ama aynı komiklikte tosun karakterini kullanmaya başladı.Bununda sebebi Recep karakterinin hitap ettiiği alt kesim oldugunu sanıyorum reklam gelirleri düşen türkcell Şahan'a bu yönde ilerlememisi gerektiğini söyledi.Sonuç olarak umalımda Şahan eski haline tamamen dönsün ve herşeyin para olmadığını anlasın .

2:30

Dün gece 12:30 civarlarında facebook'tan ,wow'dan ve geri kalan bütün oyalama araçlarından sıkılmış bir şekilde napsam diye bakınırken ( ne saçmadır ki bunları bilgisayarın karşısından kalkmadan yapıyorum ) bari kişisel bilgisayarımdan film izliyeyim dedim .Ama geceleri seçtiğim filmlerde genelde mükemmeliyet aradığım için yeni bişeylerden ziyade eskiden izlediğim zamanında çok sevdiğim,şimdi hafızamda bölük pörçük hatırladığım ,bunuda kendime yetiremedğim için tekrar tekrar izliyeceğim filmler olur.
Ama bu aralar fazlasıyla anime serilerini izlediğim için daha önce bulduğum ödüllü bir anime sineması olan 'Zamanda sıçrayan kız' ı izlemeyi tercih ettim.
Japon animasyonlarını izlememi sağlıyan 3 neden vardır.Birincisi konusu bu animedeki konu zaman yolculugu yapmayı bir şekilde bulan kızın hayatını anlattığı için ve bunu anlatırken hoş bir dil ,güzel kareler kullandığı için dahada hoşuma gitti.Gerçi konu bildik bir konu ve sizde izlerseniz farkedeceksiniz.Yıllar boyu zaman yolculugu yapan insanlarlarla çekilen filmlerdeki kişilere yapmasaydın daha iyi der gibiydi.Asıl güzel olan şeyse filmin sonunun genelde hollywood filmlerinde görülen tatlılıkla bitmiş olmasıydı bunu yaparkende filmde doğaüstü güçlerin kullanılmamış olmasıda eş filmlerden bu filmi ayıran özelliklerden biri.
İkincisi filmdeki karakterlerin kişilikleridir.Bu filmdede karakterler özenle tasarlanmış hikayeye iyice yedirilmiştir.Malesef karakterler hakkında tek söyliyeceklerim bunlar çünkü filmdeki tüm karakterler film için önemli bir yer tutuyor.Ve hepsininde filmin can alıcı noktalarında kişilik özelliklerine dayanarak fiilmin akışını değiştiriyorlar.
Üçüncüsü filmin müzikleri olmuştur.Ama bu filmde aradığımı bulamadım açıkcası.Ben daha tatlı o müzik geldiğinde ne hissetmem gerektiğini bana söyleyen bir müzik arıyodum.Malesef herşey 3 3lük olmuyor.
Yinede film benim beğeniniz için mükemmel bir 16:00-18:00 cumartesi filmi.

İZLE

Amaç

Aslında bişeyler yazma fikrini pek benimsemesemde bişeyler okumayı, bişeyler içmeyi, bişeyler yemeyi, bişeyler çizmeyi, bişeylere gitmeyi, kısacası bişeyler yapmayı hep sevmişimdir ama BİŞEYLER yaparken kısa bir zaman sonra o şeylerde beni çeken aklımı alan şey bir süre sonra belirli nedenlerle kaybolur.İçimdeki kaybolan bu isteğide genelde başka bir uğraşa veririm.Artık bu zevklerime neden bu kadar zaman ve para harcadığımı anlıyabilmek içinde yapmacağımı düşündüğüm tek şeyi yazmayı yapıcağım.